“Mültecilerin Şartları Kötü, Hatay’da Herkes Tedirgin” – Ayça Söylemez
Mültecilerle görüşüp kampları görüntüleyerek kentteki durumla ilgili rapor hazırlayan Hatay Halk Meclisleri, mültecilerin zorla savaş bölgelerine geri gönderildiğini, yaşam koşullarının giderek kötüleştiğini açıkladı.
“2016 ilkbaharında Hatay’a hakim olan atmosferi özetleyen kelime ‘tedirginlik.’ Bu tedirginlik yalnızca farklı inanç ve etnik kökenlerden Hatay halkının değil, Suriyeli sığınmacıların, mülki amirliklerin ve uluslararası toplumun da içinde bulunduğu durumu anlatıyor.”
Hatay Halk Meclisleri / Savaşa Karşı Yaşam Hakkı Meclisi’nin, Mart ve Nisan ayındaki incelemeleri kapsayan “Suriye Savaşı’nın ve Türkiye’nin Suriye Politikasının Hatay Üzerindeki Etkileri Raporu”nun ikincisi bugün açıklandı.
Raporda, Geri Gönderme Merkezleri ile kampların durumu, radikal İslamcı militanlar, mültecilerin yaşam şartları yer alıyor.
Mülteciler nasıl yaşıyor?
Raporda Suriyelilerin yaşam şartları şöyle anlatıldı:
* 400 bin civarında sığınmacının büyük çoğunluğu aralarında ahırdan bozma evlerin de bulunduğu kiralık binalarda yaşıyor.
* Yalnızca 18 bini kamplarda. Kampların içinden çekilmiş görüntüler, kampların insanca yaşam koşullarından uzak olduğunu ortaya koyuyor.
* Hijyen koşullarından uzak banyo ve tuvaletlerin suları sağlıklı bir şekilde tahliye edilmiyor, yer yer dışarıya taşıyor.
* Çocuklar temiz olmayan suların içinde oynuyor, bulaşık yıkanan tezgahlar da temiz değil.
* Kent içinde yaşayan Suriyeli sığınmacılar da; cinsel istismara, güvencesiz ve düşük ücretli çalışmaya, küçük yaşta zorla evlendirilmeye ya da seks işçisi olarak çalışmaya veya suç ekonomisine eklemlenmeye zorlandıkları gibi artık artan bir gerilim ve şiddetle yüz yüzeler.
* Sığınmacılar kendilerini giderek daha fazla dışlanma, aşağılanma ve güvensizlik altında hissederken Hatay halkının Suriye savaşından ve Suriyeli sığınmacılardan duyduğu hoşnutsuzluk artıyor.
Mülteciler nereye gönderiliyor?
Raporda da geri göndermelerle ilgili şu bilgiler yer aldı:
“Şubat ayının ortalarına doğru sınır bölgelerinde, kent içinde, şehirlerarası yollarda, otobüs terminalinde ve işçi servislerinde Suriyelilere yönelik denetimler artırıldı, “Geçici Koruma Kimlik Belgesi” bulunmayan Suriyeliler Cilvegözü sınır kapısından sınır dışı edilmeye başladı.”
14 Şubat 2016’da Yayladağı’na bağlı Güveççi köyü sınırında, kaçak geçişler sırasında bir Türkiye askerinin öldürülmesinin ardından, denetimler sıkılaştırıldı, Suriyelilere “Geçici Koruma Kimlik Belgesi” verme işlemi durduruldu.”
“5 Mart 2016’da da Cilvegözü Sınır Kapısı Valilik kontrolündeki özel izinli geçişler haricinde giriş-çıkışa kapatıldı.”
AF ÖRGÜTÜ: GÜNDE 100 MÜLTECİ SURİYE’YE GÖNDERİLİYOR
Raporda, Uluslararası Af Örgütü’nün 1 Nisan’da yayınladığı raporda da belirtildiği gibi, “geçici koruma kimlik belgesi” bulunmayan sığınmacıların Suriye’ye doğrudan ve / veya dolaylı, zor yoluyla geri gönderildiği ifade edildi.
Reyhanlı-İdlib sınırında Bükülmez Köyü, Cilvegözü Kapısı ve Atme Kampı’nı gösteren harita. Cilvegözü’nden sınır dışı edilen Suriyelileri, Suriye tarafındaki Bab el-Hawa kapısını elinde tutan Ahrar’uş Şam ve bölgenin diğer hakim gücü El Nusra bekliyor. Kapının birkaç kilometre kuzeyinde, El Kaide çizgisindeki bu iki örgütün kontrolündeki Atme Kampı bulunuyor.
“Reyhanlı’da yaşayan Yunus Dolgun, Avukat Hatice Can ve Mahmoud Bitar ile yapılan söyleşilerde de Türkiye’nin dört yanında yakalanan belgesiz Suriyelilerin geri gönderildiği belirtildi.”
Rapora göre, bazı Suriyeli sığınmacılar da gönüllü olarak ülkelerine dönmek istiyor.
30 Mart’ta 30-40 kişilik bir Suriyeli grup Antakya merkezdeki Hatay Valiliği binasının önünde “ülkelerine geri dönme” talebiyle kısa süreli bir oturma eylemi yaptı.
İçişleri Bakanlığı görevlisi anlattı |
İçişleri Bakanlığı bünyesinde görev yapan C.T., müstear ad kullanılması kaydıyla Geri Gönderme Merkezi’nde yaşananları Hatay Halk Meclisleri’ne anlattı.
Hatay’daki sığınmacılara ve cihatçılara yönelik politikanın anlık değiştiğini vurgulayan C.T., Suriyeli sığınmacıların gerçek bir güvenceden yoksun olduğunu, IŞİD militanlarının ve diğer cihatçı grupların ise genel olarak fiili bir dokunulmazlık ile korunduğunu belirtti. “Bir IŞİD üyesi yakalandığında, kolluk gücü bunu bilmesine ve şahsı Yabancı Terörist Savaşçı (YTS – resmi makamlarla belgelerde geçen tanım) olarak adlandırmasına rağmen hukuki kovuşturma başlatmıyor. Yani YTS olarak geliyor ama belgeleme yok, ana hedef bunlardan kurtulmak, başa bela olmayacak şekilde sınırdışı etmek.” “Yakalanan IŞİD’li biliniyor, ülkesine ya da itiraz ederse üçüncü bir ülkeye geri gönderiliyor. YTS’lerin ülkelerine geri gönderilmesi riskli ise, mesela Rusya’dan geliyorsa bir başka ülkeye geri gönderiyor. Rusya Federasyonu vatandaşı cihatçılar, mesela Çeçenler çoğunlukla Ukrayna’ya gönderiliyor. Ukrayna dışında, kimileri de Malezya ve Ürdün’e gönderiliyor.” C.T., Çin vatandaşı Doğu Türkistanlı cihatçıların ise TC kimliği verilerek Kayseri’ye gönderildiğini söylüyor. |
Kamptaki mülteci anlattı |
Uzun süre Hatay’daki Geri Gönderme Merkezi’nde Suriyeli, Doğu Türkistanlı ve Çeçenistanlılar ile birlikte kalmış mülteci S.K de raporda şunları aktarıyor:
“Ben eski Geri Gönderme Merkezi’nde de, bu yeni binada da kaldım. Bu yeni yerdeki muamele ve koşullar güzeldi.” “Kasım ya da Aralık ayıydı, tam hatırlamıyorum, Çeçenler kaçtı. Sanırım Rusya’ya gönderileceklerinden korkuyorlardı. Doğu Türkistanlılar rahat, onlar Kayseri’ye gidiyor.” |
Reyhanlı’dan avukat anlattı |
Raporda, Hatay Barosundan, Reyhanlı ilçesinde avukatlık yapan Cihat Açıkalın’ın şu sözlerine yer verildi:
“Hatay’da yakalanan ve YTS olarak tanımlanan kişiler daha önce hakkında başlatılmış bir soruşturma yoksa üçüncü ülkelere gönderiliyorlar. Eğer ‘uluslararası terörle mücadele’ dikkate alınarak bir işlem yapılıyor olsa gönderilen ülkenin emniyet makamlarına bildirilmesi ve takibin sürdürülmesi gerekir.” “Sınırdışı edişler evrensel hukuka uygun değil. Polis tarafından YPS olarak tanımlanan ve bu şüpheyle gönderiliyorsa, iade evraklarında bu not düşülüyor mu? Sadece Pasaport Kanunu’na muhalefetten gönderirseniz tekrar gelebilir de, gittiği yerde eylem de yapabilir.” |
Rapor nasıl hazırlandı?
Cumhurbaşkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri, İçişleri Bakanlığı, Hatay Valiliği, AFAD gibi devletin resmi kurumlan ve Uluslararası Af Örgütü gibi örgütlerin yayımlanan rapor ve açıklamalarından faydalanılarak, kent sakinleri ile yüz yüze görüşmeler ve gözlemler sonucu hazırlandı.
Geri Gönderme Merkezi’nde bulunmuş mülteciler, Suriyeli sığınmacılar, İçişleri Bakanlığı görevlileri, Hatay Barosu avukatlaru, yardım kuruluşu çalışanları ve yerel muhabirlerle görüşüldü. (AS)
* Rapora göre, 24 Nisan’da gerçekleşen roket atışlarıyla birlikte Suriye’de El Kaide, IŞİD ve müttefikleri olan cihatçı grupların kontrolündeki bölgelerden Kilis’e yapılan saldırıların sayısı 11’e yükseldi. Saldırılar sonucunda 17 kişi yaşamını yitirdi, 62 kişi yaralandı. Hayatını kaybedenlerden altısı Suriye, 11’i Türkiye vatandaşıydı.
* Hatay Halk Meclisleri / Savaşa Karşı Yaşam Hakkı Meclisi: Farklı politik eğilimlere ya da kitle örgütlerine üye aktivistleri ve bireyleri kapsayan kitlesel bir taban örgütlenmesi.
Hatay’da kaç mülteci var? |
Hatay Valisi Ercan Topaca 15 Şubat’taki açıklamasında, Hatay’da resmi kayıtlı 402 bin Suriyeli sığınmacı bulunduğunu belirtti.
21 Nisan’daki Kamu Denetçiliği Kurumu 2. Bölgesel Konferansı’nda bu sayının 408 bine çıktığını açıklandı. İçişleri Bakanlığı’na bağlı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün bir hafta önce, 14 Nisan’da açıkladığı istatistiklere göre ise Hatay’daki Geçici Koruma Kapsamı’ndaki Suriyeli sayısı 386 bin 106. Kamplarda kalan Suriyeli sayısı yine Vali Topaca’nın aktardığı kadarıyla 18 binle sınırlı. |